VADE TARİHİ OLMAYAN GÖRÜNDÜĞÜNDE ÖDENECEK OLAN SENETLERİN HUKUKİ DURUMU VE TARAFLARA ETKİSİ

Bono,  bilindiği üzere borçlusu tarafından alacaklıya verilen ve belirli bir paranın belirli bir süre sonra ödeneceğini gösteren  belgedir.  Senetler vadeli olabileceği gibi kimi zaman vade konulmadan da verilebilmektedir.

Öncelikle senetlerin geçerlilik koşullarına değinip sonra vadesi olmayan senedin  taraflara etkisi hususuna açıklık getirelim.

Senetlerin geçeli olabilmesi için belli başlı unsurları içeriğinde barındırıyor olması gerekmektedir.

Bunlar;

  • Bono veya poliçe kelimesi
  • Kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi
  • Muhattabın adı, soyadı
  • Vade
  • Kimin emrine ödenecek ise ad ve soyadı
  • Ödeme Yeri
  • Düzenlenme tarihi ve yeri
  • Düzenleyenin imzası

Görüldüğü üzere her ne kadar senetlerde vade senedin unsurlarından olsa da kimi zaman senetlerde vade konmayabilir ki buna görüldüğünde ödenen senet denmektedir.

TTK 777.maddesi ‘’ vadesi gösterilmemiş bir bono görüldüğünde ödenmesi şart bir bonodur’’ demektedir.

Yine TTK 704.maddesinde ‘’ görüldüğünde ödenecek bononun tanzim tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödenmek üzere ibrazı zorunludur ‘’ demektedir.

Kanun maddesindeki ibrazın ne şekilde olacağı açıklanmamışsa da uygulamada noterden bildirim, senedin bankaya ibrazı veya bu 1 yıllık süre içerisinde başlatılmış icra takibi de ibraz niteliğinde sayılmaktadır.

Peki bu ibraz süresinin kaçırılması senetteki asıl zamanaşımı sürelerine etkisi olacak mı taraflar vadesi olmayan ve 1 yıl içinde ibraz edilmeyen bu senedin bu süre zarfında ibraz edilmemesi nedeni ile sorumluluktan kurtulacaklar mıdır?

Öncelikle bonolardaki zamanaşımı sürelerini de açıklamak gerekir;

  1. Bonoyu düzenleyene karşı açılacak olan bütün davalar TTK 661.maddesi gereğince 3 yıllık zamanaşımına tabidir.
  2. Senet hamilinin cirantalara karşı açacağı davalar 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  3. Cirantanın diğer cirantaya karşı açacağı davalar ise 6 aylık zamanaşımı süresine tabidir.

Vadesi gösterilmemiş bononun 1 yıl içinde ibraz edilmemiş olması zamanaşımı müddeti dolmadıkça senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmaz ancak bu vadenin geçirilmesi nedeni ile rücu hakkı düşeceğinden cirantalara karşı müracaat hakkı düşer.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/18318 E. 2015/29405 K  25.11.2015 tarihli kararında

Vadesi gösterilmemiş bononun bir yıl içinde ibraz edilmemiş olması, zamanaşımı müddeti dolmadıkça senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmaz. Senedin süresi içinde, yani keşide tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmemesi vadenin geçirilmesi hükmünde olup, bu halde rücu hakkı düşeceğinden cirantalara müracaat edilemez. Fakat zamanaşımı süresi dolmadıkça senedi tanzim eden borçlunun (keşidecinin) sorumluluğu devam eder
Somut olayda, icra takibinin borçlusu, bonoyu tanzim eden (keşideci) olup tanzim tarihinden itibaren 1 yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçildiğine göre borçlu hakkındaki takipte bir usulsüzlük bulunmamakla müracaat hakkının düştüğünden bahsedilemez.
O halde mahkemece borçlunun itiraz ve şikayetlerinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca bozulması yönünde karar oluşturmuştur.

Vadesi olmayan ve göründüğünde ödenecek olan senetler açısından bono vasfında bir değişiklik olmaz ise de, bonoyu tanzim eden keşideci ve avalistler yönünden sorumluluk devam eder. Sadece bono ibraz süresinin son günü ibraz edilmiş sayılacağından, 3 yıllık zamanaşımı süresi de, tanzim tarihinden itibaren (1) yıllık sürenin bitiminden başlar. Bononun keşide tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde icra takibi başlatılması bononun keşideciye ibrazı yerine geçer.  Ancak bu bir yıllık süre içerisinde bankaya ibraz edilemyen, noter aracılığı ile bildirimi yapılmayan veya icra takibine geçilmeyen bonolar için tanzim tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödenmesi için ibraz olunmaması halinde müracaat borçluları (lehtar ve cirantalar) borçtan kurtulur. Yani kendilerine müracaat hakkı kaybedilir.